Pazar günü Bodrum Ortakent'de deve güreşleri yapılacağını duymuştuk.Deve güreşi aslında hiç duymadığımız birşey değildi ama hiç seyretmemiştim.O gün hava biraz kapalıydı,gidelim mi gitmeyelim mi derken kendimizi deve güreş arenasında bulduk :) Bu kadar deveyi hiç bu kadar bir arada görmemiştim.
Renk renk kıyafetlerle süslenmiş develer güreş için sıralarını bekliyordu.Yağlı güreşler gibi onların da cazgırları var.Güreşen develer tek hörgüçlü dişi develerle çift hörgüçlü erkek develerin çiftleşmesiyle doğan adına "Tülü" denilen erkek develermiş...
Güreşler dört farklı boyda yapılıyor,galibiyet rakibi kaçırtarak,bağırtarak veya yıkarak elde ediliyor :))
Güreşler aslında bir festival içinde yapılıyor.Güreşlerden ziyade seyirciler çok daha ilginç.Kimileri kurulmuş seyyar meyhanelerde birçok meze eşliğinde rakılarını yudumlarken kimileri de kurdukları mangallarda deve etlerini pişiriyorlardı.Bu arada rakı sofralarına zurna ve davul çalan müzisyenler de eşlik ediyordu.
Bu festival daha önceleri trakyada gördüğüm kırkpınar ve kakava festivallerine çok benziyordu,yani trakya ve ege kültürü bence birbirine çok yakın...
Güreşler çok ilginç ve bence o kadar da komikti :) develer birbirlerini boyunları ile alt etmeye çalışıyorlardı...
Tahminimizden çok daha fazla seyircisi olan güreşler ve izleyenlerin renkli görüntüleriyle gerçekten görülmeye değer bir aktiviteydi...
Güreşleri izledikten sonra bölgeye gelirken yol kenarlarında uzanan bir çok mandalina bahçesi aklımızda kalmıştı :)
Güreşlerden sonra dönüş yolunda bizi bekleyen mandalina bahçelerine daldık ve hiç bugüne kadar yemediğimiz kadar mandalinayı yiyip bitirdik :)
İsterseniz yazımın geri kalanında sizleri deve güreşlerinde çektiğim fotoğraflarla başbaşa bırakayım,ne demişler fotoğraf en iyi anlatım aracıdır :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder